Çocukluktan gençliÄŸe ya da gençlikten yetiÅŸkinliÄŸe geçiÅŸ dönemlerinde çekilen sancılar, neredeyse hepimizin yaÅŸadığı ve çoÄŸumuzda bıraktığı izler sayesinde hayatımızda önemli dönem noktaları sayılabilecek evrelerdir. Bazılarımızın durgun geçerken bazılarımızın da büyüme sancılarını arttıran ve böylece belki daha hızlı gerçekleÅŸmesine sebep olan olaylar başımıza gelir bu dönemlerde.
Sinemada büyüme sancıları hikâyeleri bazen kendini sorgulama ile karşımıza çıkar ya da bazen kendini ve hayatı keÅŸfetmedeki heyecanla kendimizi geçmiÅŸte yaÅŸadığımız ya da ÅŸu an yaÅŸadığımız olaylardaki benzerliÄŸiyle bize empati yaÅŸatır.
– Filmlerini Fransız Yeni Dalgası’nın çıktığı dönemde yapmaya baÅŸladıysa da çoÄŸu zaman akıma dahil edilmeyen Louis Malle’in Au Revoir Les Enfants (1987) filmi, savaşın özellikle tüm Avrupa’yı ve Avrupa’daki Yahudileri kırıp geçirdiÄŸi bir ortamda Katolik okuluna giden iki öÄŸrencinin aralarındaki dostluÄŸun hikâyesini anlatıyor ve savaşın hayatlar üzerinde bıraktığı yıkımlara tanıklık ediyor.
– İspanya tarihinin sancılı Franco döneminden izler taşıyan, küçük bir kırsalda geçen The Spirit of the Beehive (1973) filminde küçük bir kızın ruh dünyası oldukça baÅŸarılı bir dil ve görsellikle seyirciye sunuluyor.
– Fanny and Alexander’da (1982) ergen Alexandre'nin gözünden İsveç'te biraz çaptan düÅŸmüÅŸ bir burjuva evinden günlük rutin yaÅŸam ve ani bir ölümün bu yaÅŸam üzerindeki yıkıcı etkileri Bergman tarzında teatral bir biçimde aktarılıyor.
– 60’lı yıllarda geçen City of God (2002) filminde, gücünü uyuÅŸturucu savaÅŸlarından alan Tanrıkent’in hikâyesi anlatılmaktadır. Arka sokaklarda yaÅŸayan iki arkadaşın kendilerine farklı yollar seçmelerine ve çocukların gözünden Tanrıkent’in yok edici geliÅŸimine tanıklık ediliyor. <> – À Nos Amours (1983) filmi ise bir genç kızın cinselliÄŸi keÅŸfediÅŸ yolunda yaÅŸadığı gel-gitler ve ailesinin bu süreçte takındığı tavır bize birçoÄŸumuzun deneyimlediÄŸi gençlik sorunlarını hatırlatıyor.