1892, Berlin doÄŸumlu Ernst Lubitsch sinema kariyerine Almanya’da Max Reinhardt’ın tiyatrosunda oyunculuk yaparak baÅŸlar, 1920’lerin başında Amerikan stüdyolarında çalışır ve “Lubitsch DokunuÅŸu” ile ses getiren yönetmen Hollywood’a davet edilir ve burada uluslararası çapta ününü bir kez daha kanıtlar. Özellikle Hollywood’daki bazı kısıtlamalardan sonra daha çok hissedilen “Lubitsch DokunuÅŸu” genellikle “dolaylı anlatım” veya “göstermeyip hissettirmek” gibi tabirlerle açıklanmaya çalışılsa da kendi döneminde buna daha çok “hafiflik” yakıştırmaları yapılmıştır.
Lubitsch filmlerinde estetik-politik hayal gücü, çaÄŸdaÅŸlarının filmlerinde en nihayetinde karakterlerin sınıfsal konumlarının getirdiÄŸi sorunlarla uzlaÅŸarak mutlu bir aile tablosu çizilmesi yerine bu uzlaÅŸmazlıkların ön plana çıkartılarak toplumsal normlara yapılan bireysel baÅŸkaldırıya övgü olarak karşımıza çıkar.
Lubitsch mizahı; kendini evlilikte, aÅŸkta, politikada, her türlü düzen/sistem eleÅŸtirisinde ve bu konuların birlikte iÅŸleniÅŸinde gösterdiÄŸi ÅŸekliyle Hollywood’da bambaÅŸka bir yer edinir ve birçok yönetmene de “dokunuÅŸu/stili” ile ilham kaynağı olur.