1907 doğumlu, Rus asıllı Fransız yönetmen ve aktör Jacques Tati Sanat ve Mühendislik okudu. Tati, görsel komedi sanatını yenir yoğunluk, detay zenginliği ve yeni bir kompozisyon netliği getirerek yorumladı; görselliğe yeni bir bakış açısı getiren bir avuç sinema sanatçısından biriydi.

1930’lu yılların başında Fransız müzikal çevresine girdi; gösterisi dönemin spor yıldızlarının pandomimlerinden oluÅŸmaktaydı ve bazıları filme alındı, savaÅŸtan sonra da uzun metrajlı hale getirildi; Jour de fête (Bayram Günü, 1949), bütün çalışmalarında baÅŸtan sona gözlemlenen hicivli temanın (modern teknolojinin soÄŸukluÄŸu) yanı sıra görsel üslubu da son derece geliÅŸmiÅŸtir.

Tati, kariyerinin geri kalan süresi boyunca oynayacağı karakteri tanıttığı yeni filmi Les Vacances de monsieur Hulot (Bay Hulot’nun Tatili, 1953) için dört yıl çalıştı. Yaratılan karakterin sıcaklığı ve gülütlerin parlak yaratıcılığı Bay Hulot’ya uluslararası bir baÅŸarı kazandırdı. Hulot, mizahın kaynağı ve odağı olmak anlamında bir komedyen deÄŸildir; daha ziyade, etrafındaki dünyanın mizahını açığa çıkaran bir tavır, bir iÅŸaret direÄŸi ve bir perspektiftir.

Mon oncle (Amcam, 1958), bir geçiÅŸ filmidir; Hulot, her ne kadar star statüsünü terk etmiÅŸ bile olsa diÄŸer karakterlerin arasında tuhaf marjinalliÄŸi ile öne çıkmaktadır. 9 yıllık pahalı ve yorucu bir çalışmadan sonra gösterime giren Playtime (Oyun Vakti, 1967) ile Tati’nin niyeti daha belirginleÅŸti. Artık Hulot, sahneye giren ve çıkan birçok figürden yalnızca birisi haline gelmiÅŸti. Yani aktör Tati, canlandırdığı karakterin seyirciyi film boyunca yönlendirmesini, yönetmen Tati de yakın çekimleri, empatik kamera açılarını veya montajı kullanarak seyirciyi görüntüdeki mizaha yönlendirmeyi reddediyordu.

Ancak, neyi göreceklerinin söylenmesine alışmış olan seyirci, Playtime’daki özgürlüğü can sıkıcı buldu. Film (çeÅŸitli versiyonlarda gösterime girdi) ticari bir fiyaskoydu ve Tati’yi kiÅŸisel borca soktu. Son tiyatral filmi olan Trafic (1971), bir baÅŸkası tarafından yapılmış olsaydı baÅŸyapıt olarak görülebilirdi; ancak Tati için daha geleneksel bir üsluba korunmalı bir dönüş oldu.

25 yılda 5 film, statünün genellikle verimlilikle ölçüldüğü bir ortam için etkileyici bir performans olmasa da, tek başına Playtime bile dünyaya bakış eylemini serbestleÅŸtiren, canlandıran bir film olarak hayat boyu bir baÅŸarıdır. Tati, 4 Kasım 1982’de Paris’te öldü.