1924 Gürcistan doÄŸumlu Ermeni Sovyet sinema yönetmeni, kolaj sanatçısı Sergey paracanov; ortaya koyduÄŸu eserlerdeki kendine haslıkla 20. yy.’ın önemli yönetmenlerinden sayılıyor. YerelliÄŸin öneminin farkında olan sanatçı esinini kafkas halklarının, özellikle içinde doÄŸup büydüğü Gürcülerin, kültüründen bilhassa halk efsanelerinden alıyor. Sinemasını nitelendirirken kullandığımız destansı, ÅŸiirsel sıfatlarının sebebi de bu oluyor belki.
Paracanov’un filmlerinin belkemiÄŸini oluÅŸturan kafkas kültürü gerçekte gördüğümüzden çok farklı bir formda sinema perdelerinde beliriyor fakat bu asla gerçeÄŸin çok dışında bir hayal ürünü izlediÄŸimiz manasına gelmiyor. Bir röportajda sorulan “film yönetmek sizin için nedir? gerçek hayat? rüya? gizem?” sorusuna Paracanov, “Hayır anlattığım ÅŸey gerçek, Benim algıladığım ÅŸekliyle gerçek.” cevabını veriyor.
CoÄŸrafyadaki egemen ideolojinin ilkelerine ters düşen filmler çektiÄŸi, eylemlerde bulunduÄŸu ve de homoseksüel olduÄŸu gerekçesiyle Sovyet Rusya’da 15 yıl film çekmesine izin verilmemiÅŸ ve zaman zaman hapsedilmiÅŸtir. Bu dönemde, özellikle hapis yıllarında, sanatını icra etmek için sinemaya çok yakın bulduÄŸu ve sinemasının anlatısını da etkileyen kolaj sanatına yönelmiÅŸtir. Yönetmenin “kolaj sıkıştırılmış bir sinemadır” sözlerinden hareketle “Sinema geniÅŸletilmiÅŸ bir kolajdır” çıkarımını yaparsak belki de sinemasındaki çok renkliliÄŸi, çok dokululuÄŸu ve çok parçalılığı anlayabiliriz.
Yönetmenin ilk dönem filmleri zamanla ve zor ÅŸartlar altında olgunlaÅŸan, kolajla zenginleÅŸen ve bizim “paracanov sineması” dediÄŸimiz o imgesel sinemanın çok da yakınında yer almıyor. Bu dönem filmlerinden The First Lad(1958) haftamızın seçkisinde yer almaktadır.
Sovyet dışına açılmasını sağlayan ilk filmi Shadows of Forgotten Ancestor(1964) Sovyet seyircisinin tepkisine yol açtı ve geniş gösterime girmesi yasaklandı.
Ermeni ozan Sayat Nova’nın hayatını onun ÅŸiirlerinden kendi algıladığı ÅŸekliyle anlattığı The Color of Pomegranates(1969) filmi, yönetmenin filmografisinde en öne çıkan ve onunla özdeÅŸen filmidir.
Eski bir Gürcü halk masalının yeniden yorumlanması olan The Legend of Suram Fortress(1985) ve yönetmenin arkadaşı Tarkovsky’ye adadığı, Rus ÅŸair Mikhael Lermantov’a ait bir peri masalını temel alan Ashik Kerib(1988) filmleri on beÅŸ yıllık bir film çekme yasağından sonra çekilen filmlerdir.
Sema Fidan