Sinemada kendisine bir tür olarak yer etmiş “Yol Filmleri”; karakterlerin kısa/uzun vadeli çıktıkları yolculuğun arkasında yatan sebepleri irdeleyerek bizi yollara iten kaçınılmaz toplumsal/sosyal gerginlikleri ortaya dökebilirken aynı zamanda yolculuk esnasında karakterlerin geçirdikleri değişim/dönüşümü, benlik arayışını, kendini keşfetme ve var etme sürecinin “ana kara” veya yol ile olan ilişkisini çeşitli yollarla gösterebiliyor. Bazen bir kaçış, bazen bir arayış ve bazense kendini bulma niyetiyle yapılan bu yolculuklar beyaz perdeye birçok ülkeden birçok önemli yönetmen tarafından ustaca aktarılırken izleyiciye de seyir esnasında aynı duyguları deneyimlemelerine olanak sağlayabiliyor ve okuma açısından geniş bir perspektif sunabiliyor.
Yolculuk boyunca karakterin yol arkadaşı ile olan ilişkisinde çeşitli ortamların ve insanların bıraktığı etki gibi; sürülen aracın, otostop yapan insanlarla olan muhabbetlerin, sık sık değişen mekânların ve sonu gözükmeyen yolun hissettirdiği özgürlük önemli rol oynuyor.
Türe dair önemli filmleri sunduğumuz seçkide yer alan, Dennis Hopper imzalı Easy Rider filminde, uyuşturucu satışından kazandıkları parayı harcamak amacıyla motosikletleri ile Amerika’da gezinen iki hippinin öyküsü anlatılmaktadır.
Stephen King’in bir romanından uyarlama olan Rob Reiner yapımı Stand by Me, 4 çocuğun daha önce duydukları bir cesedi aramak için bir tren yolunu izlemelerini ve bu yolculuk esnasında 4 farklı arketipi (lider, şair, bilge, savaşçı) temsil eden çocukların başından geçenleri anlatır.
Ridley Scott imzalı Thelma & Louise’de, mutsuz bir ev kadını Thelma ve monoton hayatından sıkılmış Louise’in hafta sonu tatili için arabayla şehir dışına çıkmalarıyla başlaması ve yolculuk esnasında başlarına gelen türlü olaylar anlatılır.
Yönetmenliğini Bob Rafelson’un yaptığı Five Easy Pieces, ailesinin müzik konusundaki baskılarına ve günlük sıkıcı pratiklere daha fazla tahammül edemeyen Robert’ın evi terk etmesiyle başına gelenleri anlatır.
Bir Wim Wenders filmi olan Kings of the Road ise; projeksiyon makinesi tamircisi Bruno ve otostopta aldığı intihar eğilimli Robert’in uzun yolculuklarının hikâyesidir.